yer: yıldız teknik üniversitesi
konu: görsel çevrede etki çözümlemsi
İnşa edilmiş çevrenin insanlar tarafından nasıl anlamlandırıldığının, algılandığının ve tanımlandığının “cinsiyet”
Kent kavramsal açıdan değerlendirildiğinde, pek çok alt kavramları da beraberinde barındırmaktadır. Mimarlık alanında özellikle bir kentin oluşum sürecinde de aynı durum kaçınılmazdır. Bu kavramlardan biri de “cinsiyet”. Canlıya ait olan bu kavramı insan çevre arasında bir anlamlandırma aracı olarak düşünebiliriz.
İnsanoğlunu yeryüzünde birbirinden ayıran en önemli özellik dişi ve erkek olarak tasarlanmış olmalarıdır. Bu anlamda bu önemli farklılaşmanın üretilenlerde, eylemlerde, kullanımlarda, biçimlerde, oluşumlarda, vs. görülmesi de kaçınılmazdır. Böylece yaşadığımız mekan (mimari ürün) da cinsiyetimizi meşru kıldığımız alandır.
Örneğin, bir konut cinsel kimliklerin açıkça dışa vurulduğu birincil bir mekandır. Mutfak kadına aittir. Erkek madden üstlenir evi, kadın evin kendisini üstlenir, sorumlu odur. Konut üzerindeki bu paylaşım yada farklılaşma bana göre kentte de kendisini gösterir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, “dişi” ve “erkek” kavramlarının kent çevresindeki yapılara olan etkileri bizim inşa edilmiş çevreyi bu kavramlar üzerinden nasıl algıladığımızı İstanbul kenti örneğinde tanımlama, bir ileri durumda İstanbul’a ait bir cinsiyet haritası çıkarmak.
Yerleşimler dişi ve erkek olarak tanımlanıyor. Mimari çevrenin oluşum sürecindeki etkilerden birinin (cinsiyet) ortaya çıkması adına bu çalışma uygulanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder